Page 380 - Sanatın ve Sanatkarın İzinde
P. 380

İpek, her ne kadar rivayetlere göre tesadüfen bulunmuş olsa da insanoğlunun elde
                                   ettiği  en  değerli  kumaş  türü  olarak  nitelendirilebilir.  Çağlar  boyunca  uğruna  sa-
                                   vaşlar verilen, üretimi sır gibi saklanan, hatta bazı dönemlerde altınla aynı ayarda
                                   görülen ve para yerine kullanılan bu kumaşın yerini tutabilecek başka bir ürünün
                                   geliştirilemediği söylenebilir. Nasıl ki altın ve elmas bir mücevher olarak değerini
                                   hiçbir şekilde yitirmemişse, ipek de her zaman en gözde kumaş olarak ilk sıradaki
                                   yerini koruyacaktır.

                                   İpeğin ilk olarak Çin’de M.Ö. 2600’lerde ortaya çıktığı düşünülmektedir. M.S. 300
                                   dolaylarında önce Japonya’da, daha sonra da Hindistan’da ipekböceği yetiştirilmeye
                                   başlanmıştır. Böylelikle zaman içinde Asya’yı boydan boya aşıp Anadolu üzerinden
                                   Avrupa’ya uzanan en önemli kervan yoluna “İpekyolu” denilmiştir.

                                   İpeğin Anadolu topraklarına gelişi Bizans İmparatoru Justinien (527-565)’le gerçekle-
                                   şir. Bu dönemde Hint ve İranlı tüccarlar tarafından Batı’ya doğru yol alan ipek saye-
                                   sinde Constantinopolis’te ileri düzeyde ipek dokumacılığı görülür.

                                   Türk ipek dokumacılığı ise mâhir ustaların elleriyle Selçuklulardan Osmanlı Devle-
                                   ti’ne ve oradan da günümüz Türkiye’sine kadar uzanmaktadır. Hatay, Bursa, Anka-
                                   ra, Eskişehir, Bilecik ve Amasya, Anadolu’nun geleneksel ipek dokumacılık sanatın-
                                   da öne çıkan merkezlerin başında gelmektedir.

                                   İpeğin üretim sürecine baktığımızda oldukça zahmetli, meşakkatli ve sabır isteyen
                                   bir yolculuğa şahitlik etmiş oluruz. Öyle ki, bir yıl boyunca serin bir yerde bekletilen
                                   yumurtadan çıkan ipekböceklerinin dut yapraklarıyla sürekli olarak beslenmeleri,
                                   kozalarını üzerine örebilmeleri için çalı çırpıyla üstlerinin örtülmesi, ipek böceğinin
                                   yavaş yavaş, sabırla kendisini bir anlamda içine hapsettiği kozayı örme süreci ve en
                                   sancılı süreç olarak kaliteli bir ipeğin elde edilebilmesi için kozanın, içindeki böcekle
                                   birlikte kaynar suya atılması ve sonucunda ipeğin elde edilmesi…

                                   Kozayı oluşturan incecik ipek ağlar, sıcak suyun etkisiyle tel tel açılır. Bir süpürge
                                   yardımıyla kozaların uçları belirlenip çıkrığa bağlanır, 25-30 civarı koza aynı işlemle
                                   sarılır ve çıkrık döndükçe ham ipek kendini göstermeye başlar. Bu incecik ipekler,
                                   ilkel, geleneksel yöntemle, el gücüyle döndürülen bir düzenek sayesinde sarılır. İş-
                                   lem, kozanın içindeki ölü böcek açığa çıkıncaya kadar devam eder. Bir kozadan 1500
                                   metre uzunluğunda incecik ip elde edilebilir. Hayli emek isteyen bu iş neticesinde,
                                   saatler sonra ancak iki kilogram ipek elde edilir. Ham ipek iplikler sarıldıktan sonra
                                   kuruması için bekletilir. Kuruyan ipekler, asırlık “el tezgâhları” ve ”kara tezgâh”lar
                                   kullanılarak kumaş hâline getirilip, kıymet bilir müşterilerin hizmetine sunulur.

                                   İpek, yumuşaklığı, parlaklığı ve narinliğiyle özellikle giyim ve halı sektöründe vaz-
                                   geçilmez olmaya devam etmektedir.
   375   376   377   378   379   380   381   382   383   384   385