Page 18 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 18

60. Sanat Yılında
           Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ






















                                                                  t Tahsîli t










                                             Köyde okulun olmaması benim için bir dezavantajdı. Eğer bir okul olsaydı,
                                             doktor ya da ilâhiyatçı olmak istiyordum. Siyâsete de ilgim vardı. Hemşeri-
                                         “ lerim olmaları hasebiyle Nihat Erim (ö. 1980), Turan Güneş (ö. 1982) gibi
                                                     devlet adamlarını kendime örnek alırdım” diyen Âmir Ateş Hoca,
                                                     kendisini bu hayallere ulaştıracak bir ortam bulamadığından do-
                                                     layı hayıflanır adeta. Köyde okul olmamasının yanı sıra, öncelikle
                                                     hâfız olduğunu, daha sonra ise büyük şehirde tahsîlini tamam-
                                                     layarak bir ilim adamı olduğunu görmeyi arzu eden babasının
                                                     vefâtıyla beraber Âmir Ateş Hoca’nın eğitim hayatı akâmete uğ-
                                                     rar. Ancak Âmir Hoca yılmaz ve eğitimine devam etmek için o
                                                     küçük yaşında İstanbul’a gelir.

                                                     İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde eğitimine devam etmek ister
                                                     fakat  kayıt  olabilmesi  için  Âmir  Ateş’ten  ilkokul  diploması
                                                     istenir. Ancak köyünde okul olmadığı için ilkokula dahi
                                                     gidemeyen Âmir Hoca’nın diploması yoktur. Kandıra’ya döner
                                                     ve ilkokul diploması almak için sınava mürâcaat eder. Sınavdan
                                                     önce, hiç içine sinmese de, bir an önce eğitimini tamamlasın
                                                     düşüncesiyle bir yakını sınav sorularını verir Âmir Hoca’ya. Âmir
                                                     Hoca, sınava girer ama her şeyden önce kendisine olan saygısı ve
                                                     adâlet şuurundan dolayı bu nâhoş durumu kabullenemez ve boş
                                                     kâğıt vererek salonu terk eder. Hâlbuki eski ve yeni yazıyı tâbiri
                                                     câizse “hattat” gibi güzel yazan Âmir Hoca’nın diğer derslere
                                                     olan hâkimiyeti de oldukça iyidir.Yeniden İstanbul’a dönen Âmir

        Âmir Ateş köyünde iken…




                                                             • 14 •
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23