Page 302 - Sanatın ve Sanatkarın İzinde
P. 302

Yüzyılların kültüründen imbiklenen dival işi nakış işlemeciliği, insanın dokunuş-
                                   larıyla etrafını değiştirmesi ve güzelleştirmesini sağlayan sanatsal bir faaliyettir. En
                                   eski çağlardan itibaren küçücük bir bez parçası bile, bir iğne ve iplik aracılığıyla ka-
                                   dınların ellerinde bir sanat eserine dönüşebilmektedir. Zamanla bu işleme örnekleri-
                                   ne farklı malzemeler ve teknikler eklenerek, farklı tarzlarda eserler ortaya konulmuş-
                                   tur. Dival işi nakış işlemeciliği de buna bir örnek olarak zikredilebilir.

                                   Dival işi sanatının geçmişi Selçuklular dönemine kadar uzanmaktadır. Anadolu’nun
                                   en eski el nakışlarından biri olan dival işi, Selçukluların ardından Dulkadiroğlu Bey-
                                   liği’nin merkezi olan Maraş’ta diğer yerlere nazaran daha fazla yapıldığı için “Maraş
                                   işi” olarak da anılmaktadır.

                                   Osmanlı’da bu sanatın yayılmaya başlamasında Fatih Sultan Mehmed ile 1449’da ev-
                                   lenen Dulkadiroğlu Beyi’nin kızı Sitti Mükrime Hatun’un çeyizleri etkili olmuştur.
                                   Çeyizler arasında 40 katır yükü çeşitli sırma işlerinin olduğu belirtilir. Bu tarihten
                                   sonra Osmanlı-Türk sanatında önemli bir yer tutan sırma işlemeciliği, saraçlıktan
                                   ayrı özel bir sanat dalı hâline gelmiştir. Önceleri sadece zengin aile kızlarının çeyizleri
                                   arasında bulunması gelenek hâlini almış olan dival işi, daha sonra köylere ve aşiret-
                                   lere kadar yayılmıştır.

                                   Yapılış tekniklerini dikkate aldığımızda dival işinin oldukça zahmetli ve külfetli bir
                                   uğraşı olduğunu görebiliriz. Dival işi, tersi ile yüzü farklı görünümde olan bir nakış
                                   türüdür. Deseni, özel bıçağıyla kartondan ve deriden oyularak hazırlanır. Desen, ku-
                                   maşa ve kartona yapıştırılarak gerilir. Cülde veya gergef denen özel tezgâhta üstten
                                   çok katlı sırma ve simle işlenir. Tekniği özel olduğu için alttan mumlanmış iplikle
                                   karşılıklı tutturulur. Dival işleme ön yüzden sarma, tersten hristo teyelini andıran bir
                                   görüntüdedir. Alt iplik üstten, üst iplik alttan görünmez. Tahta sapı, çelikten yapıl-
                                   mış ince ve uzun bir ucu olan araç yardımıyla kumaş ve karton delinerek işlenir. Bu
                                   işlem sırasında iğne alttan üste, üstten alta geçer.

                                   Alt ve üst ipliklerin düğümlenmesi desenin kenarında ve kumaş arasında kalır. Birbi-
                                   rinden farklı iplikler kullanılır. Sayıları çok olduğu için cağ (üzerine makaraların yan
                                   yana dizilmesini sağlayan ve çivi çakılan düzgün tahta) kullanılır.

                                   Dival işi tarihte en güzel örnekleri pûşîdeler, minber örtüleri, sancaklar, bindallı ve
                                   bohçalarda görülmekte olup günümüzde birçok alanda hâlen kullanılmaktadır.
   297   298   299   300   301   302   303   304   305   306   307