Page 36 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 36
60. Sanat Yılında
Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ
t Bestekârlığa İlk Adımı t
mir Ateş henüz 5-6 yaşlarında tecrübe ettiği ilk beste çalışmasını
 kendisi şu şekilde anlatmaktadır:
“Kendimi bildim bileli Kur’ân-ı Kerîm, Ezân-ı Muhammedî, müezzinlik, kâmet
ile güzel sesin anlamını zaten bilmiş, görmüş, öğrenmiş oldum. O zamanlarda da
bu müziğe karşı bir hevesim vardı. 5-6’lı yaşlarımı kastediyorum. Köyümüzün
aşağılarındaki çobanlar hayvanlarını otlatırken bazen kendiliklerinden türkü
uydururlar, bazen de duydukları türküleri, şarkıları söyleme gayreti içerisinde
olurlardı. Çobanlardan esinlenerek onlar gibi bir şeyler yapma hevesinde olurdum.
Birkaç yaş daha büyüdükten sonra Kur’ân-ı Kerîm ve Mevlîd-i Şerîf okumaya
başladım. O günlerde meşhur şarkıları, türküleri -büyüklerimize duyurmadan-
aramızda söylerdik. Radyolar o günlerin tek iletişim aracı idi. Ne kasetçalar var ne
televizyon… Hatta radyo birkaç köyün sadece bir tanesinde var. Onlar da bataryalı
idi. Radyoda duyduğum bir şarkıyı hemen ezberlemeye çalışırdım. Çok ilgim vardı
şarkı ezberlemeye. Ancak bu şarkıları birilerinin yanında okumaya utanırdım. Hiç
unutamadığım şarkılardan bir tanesi o günlerde herkesin dilinde olan ‘Karadır
Kaşların Benzer Kömüre’ türküsü idi. Aynı dönemde rahmetli Zeki Müren’in (ö.
1996) söylediği şarkılar çok meşhur idi. ‘Ben Yaralı Bir Kuşum, Bîçâreyim’ gibi
şarkılar… Yaşımın biraz daha ilerlemesiyle platonik aşklar vukû bulmaya başladı.
‘Aa şunun gözü güzel, yok bunun saçı güzel’ falan diye… O yıllarda takvim
yapraklarının arkasında okuduğumuz manilerden beğendiklerimizi ezberlerdik.
Günlerden bir gün radyoda duyduğum, bestesi Tanburacı Osman Efendi’ye ait
Sûzinak makamında ‘A benim mor çiçeğim’ şarkısı çok hoşuma gitmişti. Bu şarkının
• 32 •