Page 38 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 38

60. Sanat Yılında
           Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ














                                          Üsküdar Mûsikî Cemiyeti’ne İntisâbı
                                       t                                                                          t
                                             ve Emin Ongan Hoca’ya Talebeliği












                                               âfızlığı, güzel sesi, samimiyeti ve beyefendiliği ile her geçen gün dost
                                        H çevresi artan Âmir Ateş, her hafta yapılan mûsikî meclislerinde şarkılar,
                                         ilâhîler okur, radyodan yapılan canlı yayınları arkadaşlarıyla birlikte dinlerdi.
                                         Yine böyle bir mecliste, radyoda Cevdet Çağla (ö. 1988), Emin Ongan (ö.
                                         1985), Sadi Işılay (ö. 1969) gibi üstadların refâkatinde Zeki Müren solo eserler
                                         seslendiriyordu. O gün, Âmir Hoca’nın da içerisinde bulunduğu meclise ev
                                         sahibeliği yapan Belkıs Altunay (Osmanlı tarihçisi Ahmet Refik Bey’in kızı),
                                         program bitiminde radyo evini arar ve Emin Ongan ile görüşmek istediğini
                                         belirtir. Emin Bey telefona çıkınca, “Eminciğim, burada bir hâfızımız var, sesi
                                         çok güzel; onu sana gönderiyorum, ilgilenirsen çok mutlu olurum” der. Bunun
                                         üzerine Emin Bey ile ertesi günün akşamına sözleşirler.  Tabi Âmir Ateş
                                         Hoca’da heyecan had safhadadır. Ertesi akşam Üsküdar iskelesinin karşısında
                                         bulunan şimdiki  müftülük binasında  buluşurlar. Bu bina Sıdıka  ve Necati
                                         Orsa kardeşlerin, mûsikî çalışmaları için bağışladıkları bir binadır ve Üsküdar
                                         Mûsikî Cemiyeti’nin ilk yeridir. Uzun bir sohbetten sonra Emin Bey, Âmir Ateş
                                         Hoca’yı cemiyete derslere devam etmek üzere davet eder ve Âmir Hoca için
                                         hâlâ devam etmekte olan Üsküdar Mûsikî Cemiyeti serüveni böylece başlar.

                                         Yıllardan 1959’dur ve Âmir Ateş’in tabiriyle “Yolumuz orası olmuştur artık”
                                         diyeceği sıkı bir muhabbetle bağlı olduğu cemiyet günleri başlamıştır. Âmir
                                         Hoca bu günlerini şöyle anlatmaktadır:

                                         “O yıllarda bütün Ankara Radyosu, İstanbul Radyosu ile ilişkilerimiz vardı.
                                         Sanatçılar devamlı cemiyete gelirlerdi. Biz nota basar, teksîr ederdik, onlar da
                                         bizden alırlardı. Yani bize abone idiler. Hatta hâlâ bazı çıkardığımız broşürlerde
                                         teksir ettiğimiz, onlara gönderdiğimiz notaların resimleri elimizde mevcut.”







                                                             • 34 •
   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43