Page 100 - Sanatın ve Sanatkarın İzinde
P. 100

Kelime olarak minyatür, adını, Ortaçağ Avrupası kitaplarının bölüm başlarının tez-
                                   yinatında  kullanılan  kırmızı  renkli “minium”  ile  yapılan “miniature”  adı  verilen
                                   süslemeden alır. Bir diğer yoruma göre ise Latince “miniare” kelimesi İtalyanca “mi-
                                   niatura”dan Fransızcaya ve sonrasında da Türkçeye girmiştir. Batı kökenli bir terim
                                   olarak yakın tarihimizde kabul görmüş ve metinde anlatılmak isteneni görsel olarak
                                   yansıtan resimlere “minyatür” denilmiştir. Henüz minyatür kavramının kullanılma-
                                   dığı daha önceki kaynaklarımızda, minyatür yerine; nakış resim, hurde nakış, tasvir
                                   sanatı, şebih, nigâr, suret gibi tanımlar yapılırken; minyatür yapan için nakkaş, mu-
                                   savvir, ressam, vakanüvis, şebihnüvis, meclisnüvis, nigâri, nigârende; bu sanatın
                                   çalışıldığı mekân için ise nakışhâne, nakkaşhâne, nigârhâne gibi sözcüklere yer ve-
                                   rildiği görülmektedir. Tarih boyunca hükümdarların saraylarında nakkaşhânelerin
                                   olması, bu sanatın ilerlemesi açısından önemli bir zemin oluşturmuştur.

                                   Geleneksel Türk resim sanatı olarak nitelendirebileceğimiz minyatür sanatına, muh-
                                   teva olarak bakıldığında ise daha çok gözlem ve belgelemeye dayalı olan çalışmalar
                                   görülür. Bir veya birkaç hikâye aynı sayfa içerisinde minyatürün kuralları ile katman-
                                   lar şeklinde yerleştirilerek resmedilir, perspektif kullanılmaz veya sınırlı olarak kulla-
                                   nılır. Minyatürlerde her şey doğru çizilir; ama İslâm sanatları felsefesine bağlı olarak
                                   aynen çizilmekten kaçınılır, renk ve figüratif unsurlarda dikkatle yapılan soyutlama
                                   büyük bir uyum içerisinde işlenir. Minyatür sanatının tüm bu özellikleri, bir konu-
                                   nun tam ve gerçekçi olarak anlatılmasını da mümkün kılar.

                                   Uygulama alanı olarak kâğıt, deri, dokuma, taş, metal gibi farklı malzemeler üzerine
                                   işlenmiş örneklerini görmekle beraber özellikle tarihi sürecini anlatacağımız zaman
                                   el yazması kitaplar üzerindeki örneklerden ilerlemekteyiz. Nakkaşlar; portrelerden
                                   çiçeklere, dinsel konulardan şehir tasvirlerine, gündelik yaşamdan saray içi yaşama,
                                   yöneticilerin törenlerinden savaş sahnelerine kadar birçok konuyu ustalıkla işlemiş-
                                   lerdir. Konularına göre incelersek; konusu edebiyat olan minyatürlü el yazmaları şiir-
                                   leri, divanları, öyküleri, mesnevîleri ve hamseleri kapsamaktadır. Tarih konulu olan
                                   minyatürlü el yazmaları ise padişahların kendi ve önceki dönemlerinin yazıldığı Şeh-
                                   nâmeler ile savaşları konu alan Gazâvatnâmeler’dir. Surnâmeler, şehzadelerin sün-
                                   net düğün şenliklerini anlatırken, Silsilenâmeler padişahların soyunu din ve tarih
                                   büyüklerine bağlayan resimli yazmalardır. Bilim konulu eserler denizcilik, coğrafya,
                                   tıp gibi oldukça geniş bir alanı kapsarlar.  Albüm resimlerinde ise padişah portreleri,
                                   saray dışı yaşama ait tasvirler ve çiçek resimleri gibi farklı konular işlenmiştir.

                                   Minyatür sanatında kullanılan malzemeler çeşitlidir; kalem, silgi, eskiz kâğıdı, cet-
                                   veller, suluboya, guaj boya, mürekkep, çeşitli renklerde aharlı kâğıtlar, altın çeşitle-
                                   ri, arap zamkı, jelatin, trilin, akik mühre, tahrir için çeşitli numaralarda ince samur
                                   fırça çeşitleri bunlardan bir kısmıdır. Minyatürde önceden hazırlanmış aharlı kâğıt
                                   üzerine geçirilen desenin ayrıntıları ise altınları sürülerek, doğal hazırlanan boya-
                                   larla renklendirilerek ve ince nüanslı tahrirleri çekilerek tamamlanır. Renkler net ve
                                   parlak, gölge kullanılmayan nesne ve figürler ise ayrıntılarda zengindir.

                                   Minyatür, tarihimizden gelerek bize ait kültürümüzü yansıtacak ve kendimizi iyi ifa-
                                   de edebilmemizi sağlayacak zenginlikte bir sanatımızdır. Nakşedilmiş çizgileri, bü-
                                   yülü renkleri, incecik ayrıntılı çizimleri, anlattığı hikâyeleri ile el yazmalarına renk
                                   katan  minyatürler,  günümüzde  zanaat  inceliklerini  ve  sanat  felsefesini  koruyarak
                                   ama daha büyük boyutlarda çalışılıp duvarlara asılan özgün tablolar hâlini almıştır.
   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105