Page 116 - Sanatın ve Sanatkarın İzinde
P. 116
ALP ARSLAN B AB A OĞL U
Alparslan Babaoğlu
114
Alparslan Babaoğlu, ebru talebeliğine kabul normları olan bir üstad. Geleneksel sanatlarda hocanın talebesi için değeri nedir?
Hocası Mustafa Düzgünman’ın, onun hocası Necmeddin Efendi’nin, Geleneksel sanatlarımızda hoca, babadan da öte bir şeydir. Hoca,
onun da hocası Edhem Efendi’nin açtığı ebru yolunda ebru yapıp talebenin her şeyidir, ihtiyacı olduğunda harçlık verir, eşiyle arası
talebe yetiştiriyor. Mustafa Düzgünman herkese ebru öğretmezmiş, bozulursa aralarını düzeltir, her türlü meselesiyle ilgilenir.
layığıyla devamına inandığı 7-8 kadar talebesine öğretmiş, o kadar! Geleneksel sanatlarda icazet ahlâka verilir. Hoca, talebenin yolu-
Hocamızla yaptığımız keyifli hasbihâlimizin içinden ebru sanatı, nu kısaltır. Hoca, talebeleri arasında tefrik yapmamalı, talebe de
doğru ebru, geleneksel sanatlarda hoca-talebe ilişkisi, geleneksel sa- hocasının vaktini diğer arkadaşlarıyla paylaştığını unutmamalıdır.
natlarımızın sorunları, ebru-mühendislik ilişkisi ve hâliyle Mustafa Çünkü bir hoca belki 100 talebeyle ilgileniyor. Hoca olmak zor iş!
Düzgünman geçti. Bizim sanatlarımızda sanat, hoca-talebe münasebetiyle öğrenilir.
İcazet, arz ettiğim gibi edebe verilir. Üniversitelerde hat bölümleri
Hocam, ilk soru olarak, ustasız sanat öğrenilir mi? var. Oradan mezun olanlara icazet veriliyor mu? Verilmiyor. Hat
Ustasız ebrucu olunmaz, hüdâyinâbit ebrucu olamazsınız, ebruyu sanatını hakkıyla icra etmek isteyenler ne yapıyor, gidiyor bir hoca-
kendi kendinize öğrenemezsiniz. Ebruda bir rehber lazım gelir. Ben nın dizinin dibinde uzun yıllar meşk edip hat sanatının inceliklerini
hocam gibi ebru yapmak için, onun gibi lale başı yapmak için belki öğreniyor. Tezhip ve minyatürde de durum böyledir. Her sanatın
bin adet lale yaptım, her yaptığımı götürdüm gösterdim, yanlışları- hocadan talebeye, ustadan çırağa tevarüs eden âdâbı vardır ve bu
mı gösterdi. Sonunda bir gün, “Bunun altına imza atsam kimse fark âdâp ancak ve ancak meşk usûlüyle kavranabilir.
edemez.” diye bana iltifat etti.
Usta, talebesinin yolunu kısaltır, kolaylaştırır. Nasıl hüsn-i hat tale- Şu an ebrunun geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
besinin, hocasının kaleminin harfi nasıl şekillendirdiğini görmeden Ebruculukta epey mesafe katettik. Bugün Türkiye’de tarihin hiçbir
harfi yazması söz konusu değilse; tekne başında hocanın ebru yapı- vaktinde olmadığı kadar ebru teknesi açılıyor. Böylelikle Türkiye
şını, ‘biz’ini nasıl kullandığını görmeden de doğru ebru yapamazsı- ebruyla renkleniyor. Bu keyfiyet, eskilerin “iğneyle suyu kazmak”
nız. Hocanın kısaltacağı yol varken, siz hoca tanımazsanız yıllarca şeklinde tarif ve tavsif ettiği ebru sanatının geleceğine ümitle bak-
kendi başınıza olduğunuz yerde dönüp durursunuz. mamızı salık verirken, nitelik yönünden bazı meselelerin konuşul-
Tüm sanatlarda durum böyledir. Mûsiki eğitimi de meşk ile, hoca- masının vaktinin geldiğine de işaret ediyor.
nın yanında diz dövüp usûl öğrenilerek başlar. Ebrunun tekâmülü,
ustanın ebrularını taklit etmekle olur. Talebe hocasını taklit ede Burada başka bir başlık açacak olursak; size göre klasik ebru
ede gün gelir ustası gibi, gün gelir ustasından da güzel ebru yap- nedir?
maya başlar. Az önce de arz ettiğim gibi, ebruda hoca lazım gelir, Klasik ebru deyince hatip ebrusunu anlarım, battal ebruyu anlarım;
hüdâyinâbit ebrucu olunmaz. başka hiçbir şeyi anlamam. Ebru sanatında klasik tabiri iki anlamda
EBRU S ANA TI