Page 12 - Sanatın ve Sanatkarın İzinde
P. 12

Hattat Mustafa Râkım Efendi’nin icazetnamesi (TSMK-GY. 324/5).








                                      İBRAHİM ETHEM GÖREN






                  İcazet, klasik İslâm-Türk sanatlarında ustalığın, maharetin kuşak-  Burada icazet müessesesinin tarihî veçhesine atıfta bulunmadan,
                  tan kuşağa, nesilden nesile aktarılmasında önemli rolü bulunan   hat sanatı tarihinde ilk icazetnameyi İbnü’l-Emin Mahmud Kemal
                  kadim bir izin müessesesidir.                          İnal “Tuhfe-i Hattâtîn” isimli eserinde belirttiği üzere Mısırlı hat-
                                                                         tat Abdurrahman b. Yusuf b. es-Sâiğ’in verdiğini belirtmekle iktifa
                  Muvafık görmek, izin-ruhsat vermek, müsaade etmek, münasip   edeceğiz.
                  bulmak vb. manaları havi olan icazet/icazetname, geçmişte olduğu
                  gibi günümüzde de öz sanatlarımızın aslî unsurlarıyla birlikte kla-  Talebe, uzun yıllar süren sanat eğitiminde sema metoduyla hoca-
                  sik usûller ustadan çırağa, hocadan talebeye aktarılması neticesin-  nın hemen dizinin dibinde, onun mânevî ikliminde yetişir. Talip,
                  de öğrencinin sanat ve ruh inceliği bakımından ulaştığı mertebeye,   hat sanatında hurufatın anatomisini kavrarken, ebru teknesinde
                  ustalık makamına işaret etmektedir.                    iğne ile suyu kazarken, tezhipte rumi ve hatai motiflerinin arası-
                                                                         na karışıp giderken hocasından hadisenin mânevî sırlarıyla birlikte
                  Sanatkâr dedelerimizin “Cismani aletlerle icra edilen ruhani mühen-  edebini de öğrenmektedir.
                  dislik” şeklinde tavsif ettiği hat sanatında icazet, müfredatı tamam-
                  layarak, ruhen belirli bir olgunluğa; kâmil bir mertebeye vasıl olan   “HAMDIM, PİŞTİM, YANDIM.”
                  hat öğrencisinin sanatında yetiştiğine, talebe hizmetinde buluna-  Hz. Mevlana’nın  “Hamdım, piştim, yandım.”  buyurduğu gibi
                  bileceğine ve eserlerine kendi imzasını atabileceğine dair hocası   talebe de hocasının yanında bir yandan intisap ettiği sanat
                  tarafından “hatt-ı icaze” ile verilen özel bir belgedir.  branşının künhüne vâkıf olmak için ter akıtırken, diğer yandan
                                                                         da sanatın felsefesi, âdâbı, geçmişi, geleceği ve evrilececeği yer
                  İcazet müessesesi tezyîni sanatlarımızın ebru, minyatür, tezhip,   üzerine hocasıyla hasbihâl ederek ruhunu ikmâl eden sohbet-
                  katı‘ ve naht sanatı nevilerinde de belirttiğimiz mülahazalar dâhi-  leri dinler.
                  linde yaşatılmaktadır.
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17