Page 43 - Sanatın ve Sanatkarın İzinde
P. 43
SANATIN VE SANATKÂRIN İZİNDE
ALİ ALPARSLAN
OSMANLI
HAT
SANATI
TARİHİ
41
Ali Alparslan’ın, hocası Necmeddin Okyay’dan aldığı ta‘lik Osmanlı Hat Sanatı Tarihi, Ali Alparslan. Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1999.
İcazetname (Prof. Dr. Faruk Taşkale fotoğraf arşivi).
kanaatimce. Babamla aynı yıl içinde, beş ay arayla vefat etmeleri de bile -ki bu da olamaz ama- bu hususiyetiyle bile yerinin doldurulması
başka bir tecelli oldu benim için. imkânı yoktur. Bugün ta‘lik yazıyı usulünce yazanların membaı ve
menşei odur. Böyle bir misyonun yeri dolabilir mi efendim?
Ali Alparslan’ın ifadesiyle nestâlik dediği yazısının alamet-i
farikası nedir? Bu noktada talebelerine/kamuoyuna/sanat camiamıza düşen
Zariflikteki metanettir. Hem zarif hem de metin ve muhkem olur. görevler nelerdir?
İmparatorluğumuzun haşmeti gibidir o yazı. Hem haşmeti hem Yazıyı ondan öğrendikleri gibi ve onun önem verdiği hattat ve yazı-
de yumuşaklığı, adeta şefkati ve rikkati görürsünüz. Bir şeyle setr lar ışığında sürdürmek, talebelerinin en birinci vazifesi. Onun “hâ-
olunmaz, ne ise ortadadır. Harekeye, tirfile, tezyini işarete sığınma- lini” yaşamak da en zor ikinci vazifeleri. O “hâl” olmadan ne hoca
dan her şey meydandadır. Ecdad-ı izamımızın İranlılardan alarak anlaşılır ne de yazı sanatımız. Bu sonuncu mütalaa tamamıyla ben-
öz evladı yaptıkları bir bedia-ı mücessemedir. denizin ve indîdir.
Hocanızın imzasız bir yazısını gördüğünüzde kendisine ait ol- Hâl derken neleri kast ediyorsunuz?
duğunu nasıl tefrik edebilirsiniz? Hâl derken tavrı, üslubu, sanata dair telakkisini kastediyorum. Ka-
Umumiyetle mürekkebinden ve tabii ki hurufatının hususiyetin- muoyu ve sanat camiası da bu dünyadan bir Ali Alparslan’ın gelip
den. Şayet meşkse mutlaka aharsiz kağıda yazılmıştır. Levha olacak geçtiğini bilmeli. Onun bugüne gelmemizdeki emeği, hizmetleri
yazılarına bile güzel kâğıtlar bulamazdı. Kendisinin kâğıt yapacak ödenemez.
vakti de hâli de yoktu. O zamanlar kimin aklına gelirdi aharlı kâğıt
satan dükkanlar açılacağı? Biri söylese katiyen inanmam, rüyada Halim Efendi’den de divanî yazıyı öğrenerek talebelerine öğ-
görsem hayra yormazdım. Nereden nereye! retti. Bir nevi Osmanlı, Türk yazısı, saray yazısı olan divanînin
yaşatılmasını temin etti. Divanî yazı nev’ine yaptığı hizmetle-
Ta‘lik sanatında sizce yeri doldurulabilmiş midir? re dair neler söylemek istersiniz?
Böyle bir şeyin imkânı yok. Talebelerinden hangisi “Tilmiz-i Nec- Divanî ve celî divanî sizin de dediğiniz gibi bugüne onun eliyle ulaş-
mettin” diye imza atabilir ki? Hocanın yazdıklarını bir kenara koysak tı. Malumları, bu yazılar Osmanlı Devleti’nin resmi evrakının, gizli