Page 52 - Sanatın ve Sanatkarın İzinde
P. 52

HÜ SE YİN GÜNDÜ Z





                  Hoca’nın verdiği aharlı kâğıtlar üzerine yazıp götürürdüm çalışmalarımı   Saim Hoca ile meşklerimiz Süleymaniye Camii’ndeki odasında olurdu. Ba-
                  ve Hamit Hoca, derslerimi büyük bir ciddiyet ve istekle yaptığımı söyleyip   bacan, müşfik ve güzel ses tonuyla anlatıp tarif ederdi.
                  aharlı kâğıt üzerine düzeltmeleri büyük bir keyifle yapardı. Düzeltmeleri   Ali Alparslan ile yazının her çeşidi konusunda istişare ederdik. Tashihleri
                  yaparken kalemin kâğıt üzerinde yürürken çıkardığı ses büyük bir keyif   çabuk yapar; sohbete daha fazla zaman ayırırdı. Yazı tarihi konusunda ay-
                  verirdi. Hâmit Hoca, tam bir “Hoca”ydı.                dınlatıcı bilgiler verirdi.
                  Kemal Batanay Hocam ile meşk ve sohbetlerin yapıldığı dersler çok keyif-  Muhittin Serin Hocam son derece titiz, yapıcı ve aydınlatıcıdır. Güzel bir
                  li geçerdi. Emin Barın Hocam’a her yazdığım yazıyı eskiz aşamasında ve   yazı gördüğünde duygularını mutlaka yansıtır.
                  sonrasında mutlaka gösterir, eleştirilerini alırdım. Kalemin kalınlık ölçü-  İslam Hoca’dan kâğıt restorasyonu ve murakkaa germe konusunda çok isti-
                  sünden mürekkebin kıvamına kadar hemen her şeyi istişare ederdik. Kom-  fade ettim.  İslam Hoca bilgi ve tecrübelerini cömertçe aktarır, bir arkadaş-
                  pozisyon konusunda değerli fikirlerini keyifle belirtirdi. Emin Barın, klasik   tır, dosttur. Hiç boş durmaz, çalışırken sohbetini esirgemez. Olmaz diye
                  altyapı üzerine farklı, alışılagelmişin dışında denemeler yapmam konusun-  bir kavram bilmez. Her şeyin çaresini mutlaka bulur. Çözümsüzlük yoktur
                  da tavsiyelerde bulunurdu. Ferman şeklinde “Nazar duası” tasarımını ilk   İslam Hoca’da. “Olur diyorsam olur, olmaz diyorsam olmaz.” der.
                  kez Emin Hoca ile birlikte tasarladık.
                  Emin Barın Hoca işini büyük bir disiplin ve keyifle yapardı. Yorulup sıkıl-  “Kur’ân-ı Kerîm Mekke’de nâzil oldu, Mısır’da okundu, İstanbul’da
                  dığımızı hissettiğimizde mutlaka ara verip dinlenmemizi ve farklı şeylerle   yazıldı.” şeklindeki ‘beylik söz’e, 20 yıl kadar önce “İstanbul hat sana-
                  uğraşmamızı tavsiye ederdi.                            tının başkentidir.” diyerek naçizane bir katkı üretmiştik. Ecdadımı-
                                                                         zın hat sanatına hizmetlerine yönelik kanaatlerinizi almak isterim?
                  En önemli tavsiyesi neydi?                             Ecdadımız İslâm dinini kabul edince ayrı soydan, tamamen farklı bir yazı
                  En önemli tavsiyesi kompozisyonu hazırladıktan sonra bir kenara bırakıp   ile karşılaştılar. Karşılarında fazlaca bir estetik özellik taşımayan, yalnızca
                  birkaç gün sonra tekrar gözden geçirmemizi istemesiydi. Bu süre içinde   okuma yazma aracı olan Arap yazısını buldular. Sanatkâr dedelerimiz Arap
                  beynimizin dinlenip, kompozisyonu dinlenmiş bir beyin ile tashih etme-  yazısını Türk kültür ve estetik anlayışı doğrultusunda kendine özgü bir
                  mizin çok faydalı olduğunu belirtirdi. Emin Barın Hoca ile abi-kardeş gi-  sanat yazısı hâline getirdi. Bugün cami, mimarî eserler, kitabeler,  mezar
                  biydik.                                                taşları, müze, kütüphane ve özel koleksiyonlarda bulunan nadide el yaz-
                  Mahmut Öncü Hoca, genelde bilgisini anlatarak aktarırdı. Tuğra yazmakta   maları; kitaplar, albümler ve levhalar, Türk sanatkârının ince zevkinin ve
                  çok maharetliydi. İbâreleri kısa zaman içerisinde şekle sokup kompozisyon   estetik anlayışının eseridir. “Kur’ân-ı Kerîm Mekke’de nâzil oldu, Mısır’da
                  hâline getirirdi. Kendisiyle baba-oğul gibiydik.       okundu, İstanbul’da yazıldı.” sözü bu gerçeği en iyi şekilde ifade eder.







        50













































                             Müsennâ Levha: Müddessir Sûresi 3. Âyet: Rabbini yücelt.
                             Hat: Hüseyin Gündüz
                             Tezhip: Faruk Taşkale
   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57