Page 28 - 60. SANAT YILINDA AMİR ATEŞ
P. 28
60. Sanat Yılında
Bestekâr HÂFIZ ÂMİR ATEŞ
t Mevlidhânlığı t
adyonun tek yayın aracı olduğu yıllar… Çocuklar, gençler, yaşlılar,
R kadınlar, erkekler… 7’den 70’e herkesin radyodaki programları pürdikkat
takip ettiği yıllar. Henüz küçücük yaşına rağmen Cuma sabahları meşhur
hâfızların Kur’ân tilâvet ettiği programları can kulağıyla dinleyen biri var
radyo başında. Âmir Hoca o günlerde gönlünden geçenleri şu cümlelerle
aktarmaktadır: “Bir gün ben de bu üstatlar gibi okuyabilir miyim acaba?”
Çocukluğunda içini yakıp kavuran bu arzusu, daha sonra mevlîd okuma
isteğine döner. Zira mübârek gecelerde radyodan
Mevlîd-i Şerîf yayınları yapılmaya başlanmıştır ve
Âmir Hoca’nın isteği de bu yönde evrilmiştir. Bu
hayâlini kendisi şu ifadelerle anlatmaktadır:
“Radyolar o zaman tek yayın kuruluşu idi. Televizyon
falan yok ve en güzel sesler radyolarda dinlenirdi. Biz
o en güzel sesleri dinlerken âdeta kendimizden geçiyor,
büyük bir hadise yaşadığımızı düşünüyorduk. Şükürler
olsun ki kısa zaman sonra Cenâb-ı Hak bize radyoların
değil televizyonların başında bu programları deruhte
eden, korosuyla icrâlarda bulunan bir seviyeyi nasip
etti.”
Babası Vehbi Efendi’nin okuduğu ezanlarla, Kur’ân
ve mevlîd sesleriyle büyüyen Âmir Ateş Hoca’nın
Hâfız Âmir Ateş televizyon programında mevlîd icrâ ederken.
• 24 •