Page 37 - SAĞLAM BANKACILIK MODELİ İLE "KATILIM BANKACILIĞINA GİRİŞ"
P. 37

Kutu 1-1.1




 Diğer Ülkelerdeki Bankacılık Türleri  Bankacılık Sistemi
              Bankacılık sisteminin özünde yatan temel prensip fon fazlası olanlarla fon ihtiyacı olan-
              ların buluşturulmasıdır. Bu prensipten yola çıkılarak zamanla birçok değişik format ve
 Bankacılık her ülkede benzer şekillerde yapılmaktaysa da her ülkede aynı banka türleri aracılığıyla değil ülkelerin ihtiyaçları
 doğrultusunda farklı banka türleri aracılığıyla yapılmaktadır. Örneğin Mısır’da bankacılık üç banka türü aracılığıyla yürütülür-  bankacılık türü oluşturulmuş olmasına rağmen günümüz bankacılık sisteminin özünde
 ken Japonya’da ülke ekonomisinin ihtiyaçları doğrultusunda bu tür sayısı yedi olmuştur. Bu noktada çeşit sayısı ile finansal   yatan bu prensip hâlâ geçerliliğini korumaktadır.
 sistemin gelişmişliği arasında doğrudan bir ilişki olduğunu söylemek de pek mümkün değildir. Örneğin dünyanın en gelişmiş   Bu sistemin ilk aşaması fon toplama işlemiyle başlamaktadır. Bankalar birçok farklı
 finans piyasalarından birine sahip İngiltere’deki banka türü sayısı Brezilya’daki tür sayısından azdır. Çünkü bazen bir ülkede   metot kullanarak kendilerine fon sağlamaktadırlar. Bu fonların sadece küçük bir kısmını
 bir banka türüne, diğer ülkelerdeki aynı ismi taşıyan banka türüne göre daha geniş bir faaliyet alanında işlem yapma yetkisi   öz kaynaklarından sağlarlarken büyük çoğunluğunu mevduatlardan ve mevduat dışı çeşitli
 tanınmış olabilmektedir. Bu nedenle bankacılıkta tür sayısını ülke ihtiyaçlarıyla ilişkilendirmek daha anlamlı olacaktır.  kaynaklardan sağlamaktadırlar.
                 Sistemin diğer aşaması olan fon kullandırma aşamasında ise fona ihtiyaç duyan müş-
              teriler vardır. Bu müşteriler bireyler olduğu gibi işletmeler de olabilmektedir. Bankacılık
              sisteminde fon kullandırma işlemi genel olarak krediler yoluyla gerçekleştirilmektedir.
                 Bankaya fon sağlayan tarafların bu işlemlerden kâr beklentisi olduğu gibi bankaların
              da bu sistemden kâr beklentileri vardır. Bu nedenle bankalar fon sahiplerine ödediklerin-
              den daha fazla kâr etmelidirler ki kendileri de kâr edebilsinler. Bu nedenle bankalar elde
              ettikleri fonlara kâr ekleyerek daha yüksek fiyattan müşterilerine kredi olarak satarlar.
              Bu krediler banka çeşitlilerine göre farklılık gösterebilmesine rağmen en sık kullanılan
              kredilere ticari krediler, tüketici kredileri ve konut kredileri örnek olarak verilebilir.
                 Bütün bu işlemler yapılırken sistemin güvenliği ve sürdürülebilirliği için birtakım ulusal
              ve küresel düzenleyici ve denetleyici kurumlar sisteme dâhil olur. Bu kuruluşların isimleri
              ve görev alanları ülkeden ülkeye değişebilmektedir. Örneğin ülkemizde bu görevi yapan
              kuruluşlara, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), Sermaye Piyasası Kurulu     
              (SPK) ve T.C. Merkez Bankası örnek gösterilebilir.                                                      GELENEKSEL BANKACILIK VE PARA      KATILIM BANKACILIĞININ TARIHI VE GELIŞIMI      KATILIM BANKACILIĞINDA TEMEL ILKELER      KATILIM BANKACILIĞINDA FON TOPLAMA YÖNTEMLERI      KATILIM BANKACILIĞINDA FON KULLANDIRMA YÖNTEMLERI
                                                                                            Şekil 1-1.4
                                                                                            Bankacılık Sistemi



















                                                             Elde edilen
                                                             fonlara kâr
                                                               eklenip
                                                             daha yüksek
                                                             fiyatla kredi
                                                            olarak satılır.












 KAYNAK: BDDK, BANKACILIKTA YAPISAL GELİŞMELER, 2010, S. 10
                                                                                |  37
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42