Page 77 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
P. 77

yaklaşmak için süratle koşar veya kendisini korkutan şeyi algılar, ondan uzaklaşmak
                             ve korunmak için kaçar. İşitme duyusuyla gözün algılayamadığı sesleri algılar ve ona

                             göre harekete geçer. Tatma duyusuyla kendisine uygun olan veya olmayan gıdayı algı-
                             lar. Dokunma duyusuyla sıcak, soğuk, yaş, kuru, katı, esnek, sert ve yumuşak nesneleri
                             tanır. Bu duyularla dünyada düzenli bir şekilde canlılığı devam eder.

                             Ara 2
                             Duyular, algıladıkları nesneler kendilerini rahatsız edecek derecede aşırılıktan uzak,

                             itidal üzere oldukları takdirde eziyet görmeden zevk alarak etkilenir. Görme duyusu-
                             nun algı nesnesi, başka şekilleri ve biçimleri (görünümleri) de taşımakla birlikte ha-
                             vada cisimlerin renklerini taşıyan ışıktır. Böylece cisimlerin boyutları bilinir. İşitme
                             duyusunun nesnesi havanın taşıdığı seslerdir. Koklama duyusunun algı nesnesi, tıpkı
                             sudan ayrılıp parçaları havada dağılan buhar gibi, cisimden ayrıldığı zaman havanın
                             buruna ulaştırdığı kokulardır. Tatma duyusunun nesnesi, rutubetin taşıyıp kendisine
                             ulaştırdığı ve aralıklarına nüfuz ettirdiği tatlardır. Tatma duyusunun organları, dil,

                             damak ve küçük dildir. Bu organlar kuru oldukları zaman tatları hissetmezler. Zik-
                             redilen bu duyular bedenin belli bölgelerine dağılmış olup kendi yerlerini aşmazlar.
                             Ancak beşinci duyu olan dokunma duyusu bedenin bütün azalarına ve diğer duyu
                             organlarına yayılmıştır. Hiçbir bölgeye mahsus değildir. Dokunma duyusunun nes-
                             neleri ilk olarak bedenin dışıyla temasa geçer. Bu yüzden ilk olarak dokunma hissini
                             deri algılar. Sonra yumuşaklık ve letâfetine göre deri altındaki bölge dokunmayı
                             hisseder. Ta ki en sert ve yoğun olan kemiklere ulaşır. Dokunma duyusu kemiklerde
                             yok olur.


                             Ara
                             Hisler her ne kadar yakalamak veya sakınmak için hayvanlara verilen (ortak) özel-
                             likler olsa da insan türü, şeref kazandığı ve üstünlükleriyle ikram gördüğü akıl gücü
                             sayesinde hayvanların tümüne üstün gelmiş, yeryüzünü mamur etmek ve yönetmek
                             üzere (Allah’ın) halifeliğine aday olmuştur. Yeryüzü ister istemez ona boyun eğmiş,

                             gece ve gündüz onun hizmetine âmâde kılınmıştır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
                             “Görmüyorlar mı ki biz onlar için ellerimizle hayvanlar yarattık da onlara sahip ol-
                             muşlar” (Yâsin 36/71).

                             İnsan, kendisine verilen bu nimet olmasaydı, yeryüzündeki en küçük bir varlığa bile
                             mukavemet edemezdi. İnsan kuvvet bakımından hayvanlardan farklıdır, savunma ve
                             dövüş âletlerinden (organlarından) yoksundur.




                             2   “ara” yazmadaki “terviha” kelimesinin karşılığıdır. Her yeni bahis açılırken alt başlık olarak bu
                                 ifade kullanılmıştır.



      76   -   ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82