Page 115 - SAĞLAM BANKACILIK MODELİ İLE "KATILIM BANKACILIĞINA GİRİŞ"
P. 115
İslam iktisat İslam İktisat Düşüncesi ve Faiz Teorisi
düşüncesine göre, Kur’an ve Sünnet’i referans alan İslam iktisat düşüncesi ile insan kaynaklı seküler klasik
ortaklıklardan iktisat düşüncesi arasında farklılıklar bulunmaktadır. İslam iktisat düşüncesini, klasik ik- Şekil 1-3.2
elde edilecek gelir tisat düşüncesinden ayıran en temel unsurlar arasında faiz unsuruna yer verilmemesi, Riskler Riskler Geleneksel
işlemin başlangıcından Bankacılık ve Katılım
bilinemez ve ancak inanç ve ahlakın ekonomiye yansıtılması, hak, adalet ve hakkaniyet ölçülerinin hâkim Bankacılığında Risk
işlemin sonuçları kılınması gibi özellikler sayılabilir. Bu bağlamda insan kaynaklı seküler iktisadi düşünceye Dağılımı
meydana geldikten göre ekonominin tanımı şöyle yapılabilir: Ekonomi, kısıtlı olan ekonomik kaynakların en
sonra (ex post) verimli kullanım yollarını, ihtiyaçların karşılanmasında tercih sıra ve ölçülerini inceleyen
belirlenebilir. bir ilim ve sanattır. İslam ekonomisi ise; bu ekonomik kaynakları aşırılığa düşmeden, israf
ve saçıp–savurma olmadan, meşru ve en verimli bir şekilde elde etme, üretme, dağıtma
Katılım
ve kullanma ölçü ve sınırlarını inceleyen bir ilim dalı olarak tanımlanabilir. 15 Riske karşı bankacılığının
izolasyon
Faiz teorilerinin hemen hepsinin ortak çıkış noktası, sermayeyi üretken olarak görme- uyguladığı
leri yani sermayeyi servet ve gelir elde etmenin başlı başına bir kaynağı telakki etmeleri- tedbirler
dir. Bu gelir elde etmenin metodunu ise paranın zaman değeri prensibi ortaya koymakta-
dır. Bu prensibe göre bugünkü sermaye ile gelecekteki sermaye arasında bir değer farkı
vardır. Sermayenin üretken olması nedeniyle aradaki zaman farkının bedeli üretimden
16
bir pay olarak faiz şeklinde ödenmelidir. Nitekim klasik ekonominin duayenlerinden
Keynes de bir gelir olarak kabul ettiği faizi şu şekilde tanımlamıştır: “Faiz bir kimsenin Riskler Riskler
elinde para tutmak yerine borç vermek, yani belirli bir süre için likiditeden vazgeçmek
karşılığında sağladığı bir gelirdir.” 17
İslam dininin faizi yasaklamasından dolayı paranın zaman değeri ve sermayenin fırsat
maliyeti kavramlarını yok saydığı düşüncesi, faizsiz finansın karşısında yer alan kesimlerin
sürekli kullandıkları argümanların başında gelmektedir. GELENEKSEL BANKACILIK VE PARA KATILIM BANKACILIĞININ TARIHI VE GELIŞIMI KATILIM BANKACILIĞINDA TEMEL ILKELER KATILIM BANKACILIĞINDA FON TOPLAMA YÖNTEMLERI KATILIM BANKACILIĞINDA FON KULLANDIRMA YÖNTEMLERI
Aslında İslam ekonomisi de sermayenin üretken olduğunu kabul etmektedir. Fakat
klasik ekonomi ile İslam ekonomisinin farkı, konuya bakış açılarında ve detaylarda
yatmaktadır.
Klasik ekonomi, borç verilen sermayenin potansiyel üretkenlik özelliğini, sermaye
borç verildiği anda, başlangıçta planlandığı şekilde (ex ante) fiilen ve derhal gelir elde
etmiş olduğu şeklinde yorumlar ve başlangıçta kazanmayı planladığı sabit faiz gelirini Bu nedenle Şekil 1–3.2’de de görüldüğü gibi klasik ekonominin ürünü olan geleneksel İslam iktisat
ister. Fakat İslam ekonomisi, sermayenin üretkenlik özelliğinin gerçekten de bir po- bankacılıkta borç verilen paranın etrafına âdeta riske karşı bir izolasyon yapılarak borç düşüncesinin bir ürünü
tansiyel olduğunu kabul etmekle birlikte ekonomik şartların karşılaştığı çeşitli fırsatlar verenin bütün riskleri kaldırılıp borç alanın sırtına yüklenir. Böylelikle borç verenin her olan katılım bankacılığı
veya risklerden dolayı dinamik olduğunu bu nedenle de sermayenin bu potansiyelinin zaman kazandığı bir düzen oluşur. İslam iktisat düşüncesinin bir ürünü olan katılım banka- risklerin tamamen
üretkenliğe dönüşüp dönüşmeyeceğinin veya dönüşse de hangi oranda dönüşeceğinin cılığı ise risklerin tamamen ortadan kaldırılacağı bir izolasyon sağlamaz, ancak bu riskleri ortadan kaldırılacağı
bir izolasyon sağlamaz,
ortaklık ilişkilerinde kesin olmadığını söyler. Bundan dolayı da İslam ekonomisine göre en aza indirebilecek şekilde uyguladığı tedbirleri alır. Buna rağmen risk her zaman vardır ancak bu riskleri en
ortaklık yöntemiyle elde edilecek gelir işlemin başlangıcından bilinemez ve ancak işle- fakat bu risk ortaklık veya ticaret yoluyla hem fon sağlayana hem de o fonu kullanana aza indirebilecek
min sonuçları meydana geldikten sonra (ex post) belirlenebilir. Gelirdeki bilinemezlik, paylaştırıldığı için kazancın ve zararın dengeli olarak dağıtıldığı bir sistem kurulur. şekilde uyguladığı
ortaklık ilişkilerinde söz konusudur. Buna karşılık ticari bir işlem yapıldığında (mal veya Bazı araştırmacılar vadeli ve kârlı satış ilkesi üzerine kurulu bir fon kullandırma yön- tedbirleri alır.
hizmet satıldığında) bunun gelirinin ne olacağını kesin olarak belirlemek gerekmekte- temi olan murabaha işleminde ortaya çıkan artı değeri, paranın zaman değeri gibi gör-
dir. Aksi halde ticari ilişkilerdeki belirsizlik, taraflar arasında anlaşmazlıklara yol aça- müşler ve bunun klasik iktisat düşüncesindeki anlayışla aynı olduğunu iddia etmişlerdir.
caktır. İslam, ticari ilişkilerde taraflar arasında anlaşmazlığa yol açacak belirsizlikleri Bu anlayışa göre para her zaman pozitif bir getiri sağlar ve dolayısıyla murabaha yönte-
yasakladığı için alım satıma dayalı işlemlerde fiyatın ve dolayısıyla gelirin kesin olarak minde elde edilen gelir faizden farksızdır. Fakat bu iddiayı dile getirenler, ortaklık dışındaki
belirlenmesi gerekmektedir. İslami finansman yöntemlerinde paranın değil bir mal veya hizmetin ticareti yapılarak
Bir diğer farklı nokta ise klasik ekonomide paranın bugünkü değeri ile gelecekteki fon kullandırıldığı gerçeğini gözden kaçırmaktadır. İşin gerçeğine bakıldığı zaman aslında
değeri arasındaki farkın her zaman borç verenin lehine ve borç alanın aleyhine olarak ger- burada ortaya çıkan artı değer, paranın zamanla kazandığı bir değer değil, bir mal veya
çekleşeceği kabulüdür. Fakat İslam iktisadı yine ekonomik şartların değişken ve dinamik hizmetin alışverişinden yani ticaretten kaynaklanan bir kârdır. Dolayısıyla konunun faizle
olmasından dolayı bugünkü ve gelecekteki değer farkının iki yönde de gerçekleşebileceği- ilgisi yoktur. Bu konu “Fon Kullandırma Yöntemleri” bölümünde “Murabaha” başlığı altında
ni ve bunun bir risk unsuru olup ortaklar tarafından üstlenilmesi gerektiğini ifade eder. 18 daha detaylı bir şekilde incelenecektir.
114 | KATILIM BANKACILIĞINDA TEMEL ILKELER | 115