Page 70 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
P. 70
İşte ölümlü insanların oluşturup kurduk- geçmeye başladığı dönemde yayınladı.
ları medeniyetleri oluşturan cemiyetler, Endülüs devletinin umrana ulaştığını, me-
milletler, devletler de doğup, büyüyüp deniyetin/refahın getirdiği rahatlık nede-
geliştiken sonra gerileme dönemine girer niyle kuruluşundaki ruhunu kaybetmeye
ve çökerler. Bu kuruluş ve çöküş süresi, başladığını, artık çöküş dönemine girmek
medeniyeti kuran topluma göre kısa, orta üzere olduğunu açık bir şekilde gördü.
veya uzun sürede olur. İbn Haldûn, me- İbn Haldûn da, Bîrûnî'nin Müslüman
deniyetlerin yükselme ve nihayet zirveye Arap ve Türk medeniyetleri ve dünya
ulaşması ve çöküşünü “umran” terimi ile hâkimiyetleri için yaptığı mukayese ve
ifade etmektedir. Umran, kelime olarak değerlendirmeleri eserinde yapmış ve aynı
imar etmek, mamur hale getirmek anla- sonuçlara ulaşmıştır. İbn Haldûn eserinin
mına gelmekte olup İbn Haldûn’a göre son versiyonunu hazırladığı 1400’de önce
terim olarak umran, gelişen, iktisaden Osmanlı Anadolusu'nu gezdikten son-
kalkınan toplum/millet/medeniyetleri ifa- ra -Halep ve Şam'I ele geçiren- Timur'u
de eder ki umrana ulaşan medeniyetler Şam'da ziyaret etmiş ve eserinde bu ziya-
kendi zirvelerine ulaştıktan sonra er veya retini değerlendirmiştir. İbn Haldûn ese-
geç çöküşe geçeceklerdir. rinde dünyada hâkimiyetin, medeniyetin
İbn Haldûn’un “umrana erişen medeni- öncülüğünün göçebe Araplardan göçebe
yet” tahlili bu noktada konumuz açısın- Türklere geçtiğini kaydetmiştir:
dan da ayrıca önem kazanmaktadır. İbn Dünyada iki millet hâkim olmak üzere
Haldûn’a göre umrana erişen medeni- yaratılmıştır. Biri Araplar diğeri Türkler.
yetler, refah ve rahatlığın verdiği etkiyle Bu iki millet biri mamurenin (dünyanın)
kuruluşlarındaki asabiyet, cengaverlik güneyinde biri de kuzeyinde olarak
ruhunu kaybetmeye başlarlar. Bu nedenle komşu kavimler üzerine münavebeli
umrana ulaştıktan sonra önce durgunluk- (dönüşümlü) olarak galip gelmişlerdir.
Hicri IV. asrın (onuncu yüzyılın) sonuna
la başlar ve nihayet toplumun refah için- kadar Araplar dünyaya hâkim idi. Sonra
de lükse ve aşırı israfa yönelmesi sonucu hâkimiyet yavaş yavaş Türklere geçti.
söz konusu medeniyetin çökmesiyle son Şimdi bu hâkimiyetin Türklerin eline
bulur. İbn Haldûn, bu tahlilini Avrupa’da geçişi Timur devrinde en yüksek kemâl
800 yıl yaşayan Endülüs Emevî devletinin noktasını bulmuştur.
bir mensubu olarak yapmıştır. Bu değerlendirmeriyle İbn Haldûn
İbn Haldûn, 1375’de kaleme aldığı ese- âdeta Timur’un Osmanlı Sultanı Yıldı-
rini özellikle Moğol istilasıyla çöken ve rım Bâyezid’ı mağlup edip Anadolu’ya
yeniden toparlanmaya çalışan İslâm dün- da hâkim olacağını görmüştü. Ancak
yasına, Şam-Bağdat, Mısır ve Osmanlı Osmanlı’nın Timur’dan sonra dünya
Anadolusu’na yaptığı seyahatlerin etki- medeniyetine hâkim olacağını tahmin
siyle yeni ilavelerle sürekli zenginleştirdi. edememiştir. 1406’da vefat eden İbn
Eserinin son versiyonunu 1401’de En- Haldûn, İstanbul’un fethini, Balkanların
dülüs devletinin umrandan artık çöküşe ve Orta Avrupa’nın fethini görmüş olsa
TEDARİKÇİ VAKIF İŞLETMELERİNİN ORTAYA ÇIKIŞI - 69