Page 61 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
P. 61

karşılamak için biraraya gelmesiyle oluş-   Fârâbî’nin “Kâmil Topluluk”
                        tuğunu  söyler.  Fârâbî’ye  göre  ise  insan,   ve “Saadete Ermek”
                        ihtiyaçlarını karşılamak üzere yardımlaş-   Kavramları
                        mak için “kâmil topluluklar” oluşturur.
                        Bîrûnî’den  farklı  olarak  bu  “kâmil  top-  Fârâbî, el-Medînetü’l-fâzıla adlı eserinde
                        luluğun” bir “medeniyet” oluşturduğun-      insanın ihtiyaçlarını karşılamak için yar-
                        dan bahsetmez.                              dımlaşma zaruretiyle topluluklar oluştu-
                                                                    ğu görüşünü şöyle açıklar:
                        Bîrûnî’nin  Fârâbî’den alıp geliştirdiği
                        ikinci kavram ise “kâmil toplulukla  sa-       İnsanın topluluk ve yardımlaşmaya
                                                                       ihtiyacı hakkında: Her insan yaşamak
                        adete ermek”tir. Bîrûnî bu iki unsurdan        ve üstün mükemmeliyetlere ulaşmak için
                        oluşan kavramı alıp insanın saadete na-        yaratılışta bir çok şeylere muhtaç olup
                        sıl ereceği sorusunu yeniden cevaplayıp        bunların hepsini tek başına sağlayamaz.
                        tanımlar.                                      Bunun için her insan pek çok kişinin bir
                                                                       araya gelmesine muhtaçtır. Her ferd bu
                        Fârâbî,  saadete ermek için “kâmil top-        ihtiyaçlardan ancak üzerine düşeni yapar.
                        luluk” oluşumunu yeterli görür. Saa-           Bütün insanların birbirleri karşısındaki
                        dete  eren  kâmil  topluluklar  için  özetle   durumları da bu merkezdedir. Böylece
                        şöyle der: İhtiyaçlarını karşılamak üzere      her ferd tabiatındaki mükemmelleşme
                        yardımlaşmak amacıyla bir araya gelen          ihtiyacını ancak muhtelif insanların
                        böylece saadete eren en küçüğü şehir, or-      yardımlaşma maksadıyla bir araya
                        tancası millet ve en büyüğü tüm insanlık       gelmeleriyle elde edilebilir.
                        olmak üzere üç çeşit kâmil topluluk var-    Fârâbî’ye göre ihtiyaçlarını karşılamak
                        dır. Şehirden küçük köy ve benzeri top-     üzere yardımlaşmak amacıyla bir araya
                        lulukları ise “eksik topluluk”tur. Böylece   gelen  topluluk  kâmil  veya  eksik  toplu-
                        Fârâbî  yardımlaşmak  amacıyla  birara-     luktur. Saadete eren (mutlu olan) “kâmil
                        ya gelen “kâmil topluluk”ların  saadete     topluluklar”dır. Kâmil topluluklar ise
                        (“fâzıla”) erdiğini söyler. Bu nedenle ese-  çeşitlidir:
                        rine de el-Medînetü’l-fâzıla [Saadete eren
                        şehirler] adını vermiştir.                     Muhtelif insanların bir araya
                                                                       gelmelerinden topluluk peydâ olur.
                        Bîrûnî ise insanın saadete, maddi ve ma-       Bunlar ya kâmildir veya eksiktir. Kâmil
                        nevi ihtiyaçları karşılanarak ve böylece       olanları üç kısımdır: Büyük, orta ve
                        “medeniyetin geliştirilmesi”yle ulaşacağı-     küçük. Büyük topluluk yer yüzündeki
                        nı söyler. Başka bir ifadeyle hem maddi        bütün insanlardan ibarettir. Ortancası
                                                                       yer yüzünün milletlerinden teşekkül eder.
                        hem de manevi ihtiyaçlarının karşılan-         Küçüğü ise bir milletin topraklarında
                        masıyla insanın saadete ereceğini belirtir.    oturan şehir halkından ibarettir.
                        Manevi ihtiyaçlarını karşılayarak saadete      Eksik topluluk ise köy, mahalle, sokak
                        erişmenin en güzel yolu ise mürüvvet/fü-       veya ev halkından teşekkül eder. Evden
                        tüvvete erişmektir. 55


                                                                        “Mukaddime”sindeki “Mürüvvet-fütüvvet”
                        55  Bk. Aşağıda tercümesini verdiğimiz Bîrûnî’nin   bahsi.



      60   -   ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66