Page 63 - ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
P. 63

İnsanların maksadı, din ve dünyalıkta       Tevhid eden, ancak biri görür ve ancak
                           toplanr. Dinin nizamı ise dünyanın          bire (Allah’a) yönelir ki, bu da Allah’ın:
                           nizamına bağlıdır. Çünkü dünya âhiretin     “Allah de! onları bırak kendi bâtıl
                           tarlasıdır. Dünya, kendisini ebedi bir      sözlerinde eğlensinler.” (En’âm, 6/91)
                           vatan tanıyanlar değil, bir köprü ve        fermân-ı celîlesine uymak demektir,
                           bir misafirhane kabul edenleri Allah’a      yalnız dille konuşmak demek değildir.
                           ulaştıran bir vasıtadır. Dünyanın nizam     Dil, kalbe tercümandır. Bazen doğru ve
                           ve imareti ise insanlarn çalışmalarına      bazen de yalancı olur. Allah’ın nazargâhı,
                           bağlıdır. İnsanların iş, sanat ve meslekleri   dilin tercüman olduğu kalptir. Tevhidin
                           ise üç kısımda toplanabilir:                kökü ve kaynağı da bu kalptir. 58

                           Birincisi: Yaşayabilmek için zarurî olan    Ne çare ki, insan oğlu yalnız
                           işlerdir ki, bunlar da dörttür: (I) Yiyecek   barınamayacak bir halde yaradılmıştır.
                           temini için rençberlik; (II) giyecek temini   Zira tek başına yemek, giymek,
                           için dokumacılık; (III) mesken temini       mesken ve bunlar için âlât ve edevât
                           için inşaat; (IV) cemiyetin sevgi, saygı,   sağlamasına imkânı yoktur. Bu sebeple
                           yardımlaşma ve beraberliğini sağlamak       bir araya toplanmaya ve yardımlaşmaya
                           için siyaset.                               muhtaçtır.
                                                                                59
                           İkincisi: Bunlara yardımcı olup,            İhtiyaç miktarıyla yetinildiğinde hac ve
                           yapılmalarına imkân veren işlerdir ki,      zekat gibi mali ibadetlerin ve servetle
                           bunlar da ikiye ayrılır: (I) Rençberlik ve   alakalı bütün ibadetlerin düşmesi
                           sanat için âlet hazırlayan demircilik işi;   lazım gelir. Çünkü bu durumdakilerde
                           (II) dokumacılığa hizmet eden hallaçlık ve   ihtiyaçlarından fazla bir şey bulunmaz.
                           eğirme işi gibi.                            Bu ise akl-ı selimin kabul edemeyeceği
                                                                       çok çirkin bir durumdur. Bu nizam,
                           Üçüncüsü: Bütün bu işleri tamamlayp
                           süsleyen işlerdir. Bunlar da rençberlikten   yalnız ihtiyaç kadarıyla yetinmekle
                           alınan mahsulü öğütüp pişirmek, giyim       tamamlanamaz. Din ile dünya diğerine
                           eşyasını dikmek, boyamak ve yıkamak         lazımdır. Birbirinden ayrılmaz, biri
                                                                                     60
                           gibi işlerdir. 57                           diğerisiz olmaz.
                           Eğer kalbini Allah’a çevirdiğini
                           kasdediyorsa -ki zâten aranan ve         Ahî Evran’ın “Medeniyet
                           kendisiyle ibadet yapılmak istenen de    Teorisi”ne Katkıları
                           kalptir- bunu böyle söyleyen kişinin
                           kalbi başka yönlerde, maddi ihtiyaçlar   Ahî Evran, 1230’larda kaleme aldığı
                           ve sebepler çoğaltarak mal ve mevki      Letâifü'l-hikme adlı eserinde  Bîrûnî’nin
                           edinmek için hileler peşinde ve tamamıyla
                           bunlara yönelmiş bir şekilde ise, yerleri,   medeniyet ile şehirleşme-insan-toplum ve
                           gökleri yaratan Allah’a nasıl ve ne      ihtiyaçlar arasında kurduğu ilişkiyi ifade
                           zaman yönelmiş oluyor? Halbuki,          eden cümle ve kavramları eserine aynen
                           “Yüzümü, yerleri ve gökleri, yaratan     almış ve yorumlayarak medeniyet teorisi-
                           Allah’a yönelttim” cümlesi tevhidin      ne önemli katkılar sunmuştur.
                           gerçekliğinden haber veren bir cümledir.

                                                                    58  Gazzâli, İhyâu ulûmi’d-dîn, III, 88.
                        57  Gazzâli, İhyâu ulûmi’d-dîn, trc. Ahmed Serda-  59  Gazzâli, İhyâu ulûmi’d-dîn, III, 139.
                            roğlu, İstanbul: Bedir Yayınları, 2002, III, 39-40.  60  Gazzâli, İhyâu ulûmi’d-dîn, II, 92-93.



      62   -   ANADOLU SANAYİ DEVRİMİ
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68